21 Ağustos 2009 Cuma

Karanfil Yetiştiriciliği Hakkında

Karanfil Yetiştiriciliği

Estetik, fonksiyonel ve ekonomik amaçlarla üretilen dekoratif bitkiler günümüzde genel olarak süs bitkileri olarak adlandırılan bir sektörün doğmasına neden olmuştur. Kentleşmenin başlaması ile doğadan uzaklaşan insanların doğa özlemi ve çevre sorunlarının ortaya çıkması gibi nedenlerden dolayı oluşan talep sonucunda bu sektör büyük bir pazarın doğmasına neden olmuştur. Günümüzde birçok ülkenin kalkınmasında ve ekonomisinde önemli katkılarda bulunmaktadır.



Süs bitkileri genel bir kavram olup; İç mekan süs bitkileri, Dış mekan süs bitkileri ve kesme çiçek yetiştiriciliği olarak ayrılmaktadır. Kesme çiçekler ve iç mekan süs bitkileri dünya ticaretinde % 80'lik bir pay alarak önemli bir grubu oluşturmaktadır.

Kesme çiçek sektörü, Türkiye'de ticari anlamda 1940'lı yıllarda başlamıştır. İlk yıllarda Marmara Bölgesinde yaygın olan bu sektör daha sonraları iklimsel avantajları nedeniyle Akdeniz Bölgesine, özellikle Antalya ili ve çevresine kaymaya başlamıştır. Antalya ili üretim alanı, miktarı ve yurt dışı pazarlara açılması ile Türkiye'nin en önemli kesme çiçek yetiştirilen merkezi durumuna gelmiştir. 1980'li yıllardan sonra hızlı bir gelişme göstermiş, önceleri küçük aile işletmeleri şeklindeki işletmeler giderek yerini daha büyük ve modern işletmelere bırakmaya başlamıştır.



Türkiye'de yetiştirilen ve ihraç edilen kesme çiçeklerin başında karanfil gelmektedir. Karanfili gül Krizantem, Gerbera, Solidange, Glayöl ve Frezya takip etmektedir.

Kesme çiçek yetiştiriciliği Batı'da cam ve plastik seralarda, Güney'de plastik seralarda ve Marmara bölgesinde cam ve plastik karışımı seralarda yapılmaktadır. Yalova ve çevresinde seraların çatıları beşik çatı ve cam kaplıdır, yan yüzeyleri ise plastik örtü ile kaplanmıştır. Sera yapım tekniğindeki ilerlemeler bu sektörde kullanılan malzemenin sürekli yenilenmesi, bilgisayar kontrollü modern seraların devreye girmesiyle, yurt içi ve yurt dışı pazarlarının olması dolayısıyla kesme çiçek yetiştiriciliği yapan büyük işletmeler teknik donanımı yüksek modern seralar kurarak bu sektöre katılmışlardır.

Karanfil Yetiştiriciliği:

Türkiye'de kesme çiçek üretiminin %60'ını karanfil oluşturur.Türkiye çiçek mezatlarında yılda 80-100 milyon adet karanfil satılmaktadır. Karanfil küçük aile işletmeleri tarafından tercih edilmektedir. Bunun nedenini ise yıl boyunca sürekli gelir getirmesi ve çeşitli kültürel işlemlerin ailedeki kadınlar ve küçük çocuklar tarafından yapılması ve ayrı bir işgücü gerektirmemesi olarak sıralayabiliriz.




Karanfilin Ekolojik İstekleri:

Toprak: Drenajı iyi olan orta tınlıdan hafif tınlıya kadar olan topraklarda iyi gelişme gösterirler. Organik maddece zengin hava ve su dengesi iyi sağlanmış geçirgen topraklar karanfilin köklenmesini teşvik eder.

Sıcaklık:
Karanfilde büyümeyi, çiçek, yaprak ve sapın şeklini ve ölçüsünü aynı zamanda çiçeklerin ömrünü etkileyen bir etmendir.Özellikle gece sıcaklığı çiçek kalitesini doğrudan etkilemektedir.

Işık: Işık karanfilin büyüme ve gelişmesi üzerine ışık yoğunluğu ve ışıklanma süresi (gün uzunluğu) olarak iki şekilde etki eder.

Sera Yönü: Türkiye'nin bulunduğu kuzey yarım kürede kurulan seraların iyi ışık almasını sağlamak için, doğu batı yönünde inşa edilmesi gerekmektedir. Sera içerisinde hazırlanan tavalar ise, kuzey güney yönünde yapılmalıdır.

Çoğaltılması:

Karanfilde çoğaltma üç yöntem ile,

1-Tohumla

2-Meristem Kültürü

3-Sürgün ucu çeliklerinin köklendirilmesi,
ile yapılmaktadır. Tohumla çoğaltma ancak ıslah çalışmalarında kullanılmaktadır. Meristem kültürü ile çoğaltma 0.5mm büyüklükteki sürgün ucu labaratuvar da aseptik koşullar altında büyütülmesi ile yapılmaktadır. Genellikle virüssüz, patojensiz fide elde etmek için bu yönteme baş vurulur. Karanfilde ticari çoğaltma hastalıksız sağlam anaç fidelerden alınan sürgün ucu çeliklerin köklendirmesi ile yapılır.

Köklendirilmesi:

Sağlıklı bitkilerden alınmış karanfil çelikleri hormona batırıldıktan sonra steril kum veya perlit ortamında hafif gölgede 10-110C'de hava sıcaklığı, 15-160C'de ortam sıcaklığında üç haftada köklenir.

Dikim:

Bütün yıl boyunca dikim yapılabilir. Ne zaman çiçek alınması isteniyorsa dikim zamanı buna bağlı olarak ayarlanır.Dikim mümkün olduğu kadar yüzlek olmalıdır. Sadece kök kısmı toprakla kapatılmalı kök boğazı toprağa temas etmemelidir. Dikimden hemen sonra can suyu verilmeli ve fidelerin üzerine zaman zaman sisleme şeklinde su püskürtülmesi gelişmeyi artırır.

Bakım İşlemleri:

Sürgün uzunluğu dipten başlayarak sürgün ucu 5-6.yaprak çifti üzerinden elle kopartılarak kırılır buna uç alma denir. Uç almadan sonra yaprak koltuklarından yeni sürgünler çıkar ve bu sürgünlerden çiçek kesilir. Uç alma işlemi dikimden 2-4 hafta sonra yapılır.

Destekleme ve tomurcuk alma:

Gövdenin yukarı doğru büyümesini sağlamak için desteklenmesi gereklidir. Bunun sağlanması için çiçek tavalarının üzerine ağ sistemi kurulur.





Bunun sağlanması için çiçek tavalarının üzerine ağ sistemi kurulur.Karanfil bitkisinin çiçek sapı üzerinde yaprak koltuklarında yan sürgün ve tomurcuklar oluşur. Koltuk ve yan tomurcuklar alınarak tepe tomurcuğunun küçülmesi önlenir.

Sulama ve Gübreleme:

Kuraklığa dayanıklıdırlar, fakat yinede sulamada oluşacak aksaklıklar kalitenin düşmesine sebep olur. Önemli olan toprağı iyice kurutmadan düzenli bir şekilde nemli tutmaktır. Gübreleme toprağın dengesini bozmayacak şekilde yapılmalıdır. Toprak hazırlığı sırasında yapılan gübrelemeye ek olarak, yetiştirme süresince azot ve potasyum karışımı verilir.


Karanfil hakkında daha fazla bilgi ve Karanfil Fidanı temin etmek (Satın Almak) için bize ulaşın...

Arif Arslan
Orman Mühendisi

Özar Fidancılık ve Peyzaj

Tel:0536 966 36 09
0506 659 76 96

Adres:Adnan Menderes Mah. Atatürk Cad. Sanayi Kavşağı No:2 Merkez/Osmaniye



Devamını okuyun...>>

Dut Yetiştiriciliği Hakkında

DUT YETİŞTİRİCİLİĞİ (DUTÇULUK)

İpekböcekçiliğimizin temelini teşkil eden Dut Yetiştiriciliğinden bahsedeceğiz. Çünkü, ipekböceğinin tek gıdası "dut yaprağı"dır ve bir kutu ipekböceği içinde, 500-600 kilogram dut yaprağına ihtiyaç vardır.



İpekböcekleri için yaprak veren dut ağaçlarının yetiştiği yere, "Dutluk" veya "Dut Bahçesi" denir.

Dut bahçesinin, ipekböceği besleme yerine yakın olması iyi olur

Dut bahçesi için uygun olmayan yerler:

İlaçlama yapılan tarım ürünleri yanı
Tozlu yol kenarları
Zehirli gaz çıkaran fabrika etrafı
Yüzlek ve zayıf topraklar
Sulama imkânı olmayan yerler

Dut bahçeleri üç şekilde tesis edilir:


1. Kapama bahçesi
2. Başka tarım ürünleriyle karışık bahçe
3. Tarla kenarına sınır ağacı olarak



İpekböcekçiliği yönünden en uygun olanı; yalnızca dut ağaçlarının yetiştiği "Kapama dut bahçeleri "dır. Çünkü yaprak hasadı ve bakım işleri daha kolay yapılır.

Karışık bahçe ve sınır ağaçları olarak oluşturulan dutlukların ise, arazinin ekonomik kullanımı gibi bir avantajları vardır.


Dut bahçesi tesisinde fidanlar arası mesafe ne olmalıdır?

Yaprak elde etmek için dikilen dut ağaçları, serbest olarak büyütülmezler. Her yıl, ilkbahar ipekböceği besleme döneminde "kafalama" şeklinde kesilirler. Dolayısıyla bu dutlar, büyük taç yapısına sahip olmazlar. Bu nedenle, dutluk tesis edilirken fidanların arası sık tutulur. Böylece, yaprak verimini etkileyecek olan ağaç sayısı da artırılmış olur.

Kapama dut bahçesi tesisinde fidanlar; sıralar arası 2.5-3 metre, sıralar üzeriyse 1.5-2 metre olacak şekilde dikilebilir. Toprak işlemesi, traktörle yapılacaksa, o zaman fidanlar arası mesafe 3.5-4 metre olmalıdır.

Başka tarım ürünleriyle karışık dutluk tesis edilirken, fidanlar arasındaki aralık, 10-15 metre olarak verilmelidir. Sınır ağacı olarak dikimlerdeyse, 2-3 metre arayla sıra halinde yapılan dikimler uygun olur.

Fidan miktarı nasıl bulunur?

Dut bahçesi tesisinde, ihtiyaç olan fidan miktarı aşağıdaki formülle bulunur.


Fidan miktarı =Dutluk tesis edilecek alan / Sıralar arası mesafe X Sıralar üzeri Mesafe

Örnek olarak; sıralar arası 2.5 metre, sıralar üzeri 2 metre olacak şekilde 2 dekar (2000 m2 ) dutluk tesis edeceğiz.
Buna göre ne kadar dut fidanına ihtiyacımız var?

Fidan miktarı =2000 / 2.5 x 2 = 400 adet

Bu zamana kadar genel bilgiler verdik. Şimdi fidan dikimi ile dut bahçesi tesisine başlayalım.

DUT FİDANI DİKİMİ

Dut fidanı dikimi, sonbaharda yaprak dökümünden sonra başlar ve ilkbaharda gözlerin uyanmasına kadar geçen zaman içinde yapılabilir.

Tesis edilecek dut bahçesinde, önce sıralar arası ve sıralar üzeri mesafeye göre fidan dikilecek yerler işaretlenir. Düzgün bir şekilde dikim yapabilmek için, dikim tahtası kullanılmalıdır. İşaretlenen yerlerde, 40-50 santimetre genişlik ve derinlikte çukurlar açılır.

Dikilecek fidanların kökleri üzerinde bulunan yaralı, bereli ve ezik kısımlar kesilerek “kök tuvaleti” yapılır. Sonra ,fidanın kökleri boğaz kısmına kadar çukura yerleştirilir. Gübreli toprakla doldurularak , fidan etrafına bir çanak yapılır. Sonra da “can suyu” verilir.

İpekböceği beslemesinde bütün dutların yaprakları kullanılabilir. Fakat bol yaprak sağlayan dut çeşitlerinin kullanılması koza veriminin daha iyi olmasını sağlar. Bunun içinde aşılı fidan dikmeye özen göstermeliyiz

DUT AĞACININ ŞEKİLLENDİRİLMESİ


Dut fidanı dikildikten sonra, verilecek yüksekliğe göre fidan gövdesi kesilmelidir. İlkbaharda, fidan gövdesi üzerinde pek çok filiz oluşur. Yazın fidan gövdesinin üst kısmında iyi gelişme gösteren 3 adet filiz bırakılarak alt kısmındakiler kesilir. Sonbahar sonlarına kadar bu 3 adet sürgünün gelişmesi sağlanır.

Yaprak dökümünden sonra 3 adet dal gövde yüksekliğinin yarısı uzunluğunda kesilerek ağaç üzerinde 3 adet kuvvetli kol yapılmış olur:
Bu kollardan çıkan sürgünlerin, yaz boyunca gelişmesi sağlanır.


Dut bahçesinin tesisi en az 2 yılda tamamlanır. 3. yıl ilkbaharda, ipekböceklerini beslemek için yaprak hasadına başlanır.

DUT YAPRAKLARININ HASADI

Dut yapraklarının hasadı, besleme zamanına ve ipekböceklerinin büyüme devrelerine göre farklı yapılır.

Dut ağaçlarında, şekillendirme yapılıp, kollarda dallar oluştuktan sonra, bunlardan alınacak yapraklar, ipekböceği beslemesinde kullanılmaya hazır demektir.

Kollarda senelik dalların oluştuğu kısma "kafa" diyoruz.

Böceklere verilen yapraklar, bu kafa üzerinde oluşan senelik dallar üzerinde bulunur. Yapraklı durumdaki bu dallara "şimal" denir.

Yurdumuzda genellikle "ilkbahar beslemesi" yapılıyor İpekböceklerinin 1. ve 2. yaşlarında, yaprak tüketimleri azdır. Bu yaşlarda besleme için olgun yapraklar, tek tek toplanır. Böceklerin 3. yaşında ise şimaller üzerinde bulunan filizler kırılır. İpekböceklerinin ilk üç yaşına "genç ipekböcekleri" diyoruz. Yetişkin ipekböceği devresi olan 4. ve 5. yaşlarda, böceklerin yaprak tüketimi artar. Bu dönemde "filiz kırma" veya "şimal kesme" uygulanır. Bu yolla, ağaçlarda, budama da yapılmış olur.


Budama, yaprak hasadı sırasında,hasat sonrası yapılır. Kafalama şeklinde yapılan budamada, dallar, ağaçla birleştiği yerden, yani "kafa" üzerinden kesilir. İpekböceklerinin beslendiği mayıs ve haziran aylarında yapıldığı için "yaz budaması" da denir.


Bir yılda iki kez yaprak hasadı yapabilirmiyiz ?

Bu budamadan 15-20 gün sonra, dutlar tekrar uyanarak, yapraklanırlar. Bu yapraklar, ipekböcekçiliğinde, sonbahardaki ikinci beslemede kullanılır. İyi bakım ve düzenli sulama yapılırsa, dut ağaçlarından bir yılda, iki kez yaprak hasadı yapılabilir.



Sonbahar beslemesi için dut yapraklarının hasadı, ilkbahar hasadından farklıdır. İpekböceğinin ilk üç yaşında, sürgünün üst kısmındaki taze ve olgun yapraklar toplanır. Yaprak toplanırken dikkat edeceğimiz en önemli nokta; yaprak sapının dibinde bulunan tomurcuğa zarar vermemektir. Bunun için de, yapraklar, sıyırma şeklinde değil, yaprak sapından koparılmalıdır. Eğer tomurcuk zarar görürse, ertesi yıl ilkbaharda yaprak oluşmaz.

İpekböceklerinin yetişkin devresinde, yani 4. ve 5. yaşlarda verilecek yapraklar, zayıf gelişme gösteren sürgünlerin, kafaya bağlandığı yerden kesilmesi şeklinde yapılır. Bu yolla, ağaçta, kuvvetli gelişme gösteren sürgünler bırakılarak "seyreltme" yapılmış olur. Ertesi yıl ilkbaharda, ağaçta kalan bu dallar yaprak hasadında kullanılacaktır.

Yaprak hasadını günün serin saatlerinde yapmak gerekir. Sıcak günlerde, sabahları çiğ kalktıktan sonra yapmak uygun olur.


DUT BAHÇESİNİN BAKIMI




Kaliteli ve bol yaprak elde etmek için dut bahçesinin düzenli bakımının yapılması gerekir. Dutluklar, tesis edildikleri ilk yıllarda, gelişmeyi sağlamak için, sık sık sulanmalıdır. Yetişkin dutluklarda da, yaprak verimi, sulamayla doğrudan doğruya ilgili olduğu için, sulama ihmal edilmemelidir.



Yaz aylarında, duruma göre, iki-üç kez sulama yapmak gerekli olabilir.

Dutluklarda toprak işlemesi;

ilkbahar yaz ve sonbaharda olmak üzere, yılda üç kez yapılır. İlkbaharda toprak işlemesi, filizlenmeden önce, yazın, yaprak hasadı ve budamadan sonra, sonbahardaysa, yaprak dökümünü izleyen günlerde yapılır.

Dutluklarda, gübreleme yapmanızda gerekir. Sonbaharda dekara bir-bir buçuk ton çiftlik gübresi vermeliyiz. Çiftlik gübresi, toprağın yapısını düzeltir. Kimyasal gübrelerse, ihtiyaca göre verilir.


DUT ZARARLILARI




Her bitkinin olduğu gibi, dut ağaçlarının da çeşitli zararlıları vardır.



Dut Koşnili



Ülkemizde dut ağaçları için, önemli olan zararlılardan bir tanesi; "Dut koşnili" dir. Bu zararlı, ağaçların gövde ve dallarında, kirli beyaz renkte görülür. Ağaç üzerinde çoğaldıkları zaman, ağacın gelişmesini zayıflatıp, kuruturlar. Daha çok, nemli yerlerde ve gölgede kalmış ağaçlar üzerinde görülürler.


Bu zararlıyla, fiziksel mücadele; zararlının durgun olduğu, sonbahar ve kış aylarında yapılır. Ağaç üzerindeki koşniller, yapıştıkları yerden düşürülür. Düşen zararlılar, dış koşulların etkisiyle ölürler. Dallar üzerinde çok fazla miktarda "koşnil" varsa, bu dallar kesilir ve yakılır.



Kimyasal mücadele ise; "larvaların" ağaç üzerinde dağıldığı ve dutların ipekböceği beslemesinde kullanılmadığı dönemlerde, "yaz ilaçlaması" yapılır. Kışlık yağlar kullanarak da, yağış olmayan günlerde, "kış ilaçlaması" yapılır. İpekböceği beslemesinde kullanılan dut ağaçlarında, Dut Koşniline karşı, "kış ilaçlaması" yapılması daha uygundur.


Amerikan Beyaz Kelebeği


Önemli dut zararlılarından biride, "Amerikan Beyaz Kelebeği"dir. Yurdumuzda, 1975 yılından beri görülmektedir. Bu zararlı, zararını, "tırtıl" aşamasında, bitkinin yapraklarını yiyerek yapar. Beyaz renkte olan dişi kelebek, yumurtalarını dalların uçlarında bulunan yapraklara bırakır. Yumurtadan çıkan tırtıllar, ağdan oluşan yuvalarını yaparlar. Daha sonra, yaprakları yiyerek büyürler ve ağdan çıkarak ağacın her tarafına yayılırlar. Çok kıllı ve hareketli olan bu tırtıllar, tam büyüklüğe ulaşınca, kuytu yerlere ve gazellerin içine "koza" yaparlar.



Bu zararlıyla mücadele edebilmemiz için yapacağımız iş; tırtıl yuvalarını, ağaç üzerine yayılmadan, olabildiğince erken davranıp, tırtıllı dalları kesip, toplamak ve yok etmektir.


Dut hakkında daha fazla bilgi ve Dut Fidanı temin etmek (Satın Almak) için bize ulaşın...

Arif Arslan
Orman Mühendisi

Özar Fidancılık ve Peyzaj

Tel:0536 966 36 09
0506 659 76 96

Adres:Adnan Menderes Mah. Atatürk Cad. Sanayi Kavşağı No:2 Merkez/Osmaniye



Devamını okuyun...>>

Avakado Yetiştiriciliği Hakkında


AVOKADO YETİŞTİRİCİLİĞİ



Avokado herdem yeşil subtropik bir meyve türüdür. Avokadonun iklimsel istekleri turunçgillere benzer. Özellikle limon yetiştirme alanları bu meyve içinde uygundur. Meyvesi 200-600 gr. Ağırlığında oval yada armut şeklinde olup halk arasında Amerikan Armudu diye adlandırılır. Meyve eli açık sarı-yeşilimsi renkte olup % 7-25 oranlarında yağ içerir. Avokado esas olarak taze salata meyvesi olarak tüketilir. Ayrıca kozmetik sanayiinde de aranan ürünler arasındadır.
Yağ oranının yüksek olmasına rağmen daha çok doymamış yağ asitlerini içerdiğinden hazmı kolay ve kandaki kolesterol düzeyini düşürücü bir etkiye sahiptir. Ayrıca demir, kalsiyum ve vitaminleri içerir. Protein miktarı ise % 1-2 oranındadır.


YETİŞTİRİCİLİĞİ :


Avokado yetiştiriciliğini sınırlayan en önemli iklim faktörü kış donlarıdır. Bahçe tesisinde don olayı görülen alanlarda ağaçların hava akımını sağlayacak şekilde ve güneye meyilli yerlere dikilmelidirler. Ayrıca avokadonun çiçeklenme ve meyve bağlama dönemindeki düşük sıcaklıklar ani sıcaklık değişimleri ve düşük hava nemi meyve tutumunu olumsuz etkiler. Sıcaklığın 30°C'nin üzerine çıktığı ve nisbi nemin % 50'nin altına düştüğü mayıs - haziran aylarında önemli meyve dökümleri görülür. İleri dönemlerdeki ani sıcaklık değişimleri de meyve dökümüne sebep olmaktadır.Kuvvetli rüzgarlar gevrek yapılı ağacına ve meyveye zarar verir. Böyle yerlerde dikimden önce rüzgar kıran tesisleri yapılmalıdır.


Avokado yetiştiriciliği için en iyi toprak derinlikce zengin, drenajı iyi, taban suyu sorunu olmayan kumlu-tınlı ve alüviyal topraklardır. Toprak asitliği ise nötre yakın veya hafif asit karakterde olmalıdır.


ÇEŞİT SEÇİMİ :
Bahçede birden fazla çeşidin bulunması çiçeklerin tozlanması ve verimlilik için önemlidir. Çeşitler bahçenin iklim özelliklerine göre seçilmelidir. Çünkü soğuğa dayanaklılık bakımdan çeşitler arasında farklılıklar vardır. Ayrıca meyvenin hasat mevsimleri, taşımaya uygunluk ve ticari değeri de göz önüne alınmalıdır.

Ülkemizde yetiştiriciliği yapılan çeşitler Hass, Bacon, Fuerte ve Zutano sayılabilir. Çeşitlerle ilgili daha geniş bilgi Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerinden elde edilebilir.

DİKİM :
Avokadolara verilecek dikim aralıkları, çeşide, iklim ve toprak özellikleri ile bakım iklime göre değişmekle beraber dağınık gelişme gösteren Fuerte ve Hass çeşitlerini 7x7 m, dikime gelişme gösteren Bacon ve Zutono gibi çeşitlerde ise 6x6 m ara ile dikilebilirler. Dikim soğukların geçtiği mart ayından nisan ayı ortalarına kadar yapılabilir. Dikimin sıcak zamana rastlaması fidanın tutma şansını azaltır.

Dikim sırasında fidanın torbası kesilerek çıkartılır, kıvrılmış kökler temizlenir. Fidanın toprağı dağıtılmadan 60x60 cm. ebatlarında açılan çukurlara dikim üst toprak ile yanmış olur gübresi karıştırılarak yapılmalıdır. Ayrıca fidanın üst toprak seviyesi arazi seviyesinin 3-5 cm üzerinde olacak şekilde ayarlanmalı, derin dikimden kaçınılmalıdır. Dikim sonrası bol can suyu verilir ve fidan yanana dikilecek bir hereğe bağlanır. Yazın güneş yanmalarından, kışın ise düşük sıcaklık ve kırağıdan kurumak amacıyla gölgeleme yapılmalıdır.

BAKIM İŞLERİ :

Toprak işleme : Avokado yetiştiriciliğinde derin toprak işlemeden kaçınılmalı, goble disk, diskharo, rotövatör ve tozayağı gibi aletler kullanılmalıdır. Yabancı ot kontrolü için sık sık toprak işleme yerine uygun ot öldürücüler kullanılabilir.

Gübreleme : Genç ağaçlar azotlu gübreleme her yıl artan miktarlarda ve dikkatli yapılmalı, gövdeden 20-50 cm. uzaklıktaki taç izdüşümüne verilmelidir. Her gübre uygulamasından sonra az ve kontrollü bir sulama yapılmalıdır. Genç ağaçlara verilecek azot miktarları şöyledir.

1. yıl - 250 gr. A.S. (Her iki sulamada 50 gr/ağaç A.S.)

2. yıl - 500 gr. A.S. (Şubat başı - Mayıs ve Haziran sulama veya yağmurlarla birlikte)
3. yıl - 750 gr. A.S. (Şubat - Mayıs ve Haziran sulama veya yağmurlarla birlikte)

4. yıldan itibaren Azotlu gübrenin yanı sıra fosforlu ve potaslı gübrelerde verilmelidir. Bu gübreler TSP ve KSO4 olarak ağaç taç izdüşümü hizasına 10-15 cm. derinliğindeki banda verilerek kapatılır. Bir avokado ağacına 4 yaşından itibaren verilecek gübre miktarları ve uygulama zamanları Tablo 1'de görüldüğü gibidir.





SULAMA : İlk yıllarda çanak veya karık usulü sulama ile iklim ve toprak yapısına bağlı olarak 7-10 gün arayla su verilir. Ağaçlar verime başladığında karık usulü sulamaya geçilir. Bu yaşlarda havanın yağış durumuna göre sulamaya nisan - mayıs aylarında başlanabilir. Sulama aralığı ağacın yaşına ve toprak özelliklerine göre ayarlanır. En fazla su kullanımı Temmuz - Ağustos dönemidir. Bu dönemlerde ağaçların susuzluk çekmesi halinde şiddetli meyve dökümleri görülebilir.

BUDAMA : İlk yıl 70-75 cm yükseklikten tepe budaması yapılarak genç ağacın kuvvetli bir çatı oluşturması sağlanır. Bu dönemde birbirinden 10-15 cm uzaklıkta ve farklı açıda bulunan 3-4 dal seçilerek diğerleri çıkarılır. Ağacın iskeleti bu dallar üzerinde oluşturulur.

Verime yatmış ağaçlarda budama hasat işini kolaylaştırmak, dal kırılmalarını önlemek, obur dalları ve kuru dalları çıkarmak ve periyodiziteyi azaltmak için yapılır. 2-3 cm'den daha kalın kesim yerlerine aşı macunu sürülmelidir.

En uygun budama zamanı ise şubat ayıdır. İlk yıllarda Hass ve Fuerte gibi soğuğa hassas çeşitler soğuktan korunmalıdır. İlk yıllarda açan çiçekler kopartılmalıdır. Periyodizite gösteren çeşitlerde ise ürün yılı meyve seyreltmesinin yapılması faydalı olacaktır. Seyretme meyve çapı 2,5 cm olunca elle yapılır.

Avokado genel olarak 3-4 yaşındayken meyve vermeye başlar 10-12 yaşında ise tam verim dönemine girer. Ağaç başına çeşide ve bakım şartlarına 600-1500 kg. ürün alınabilir

HASAT : Avokadoda meyveler dalından koparıldıkları an yenemezler. Meyveler yumuşadıktan sonra tüketime hazır olurlar.



Hasat zamanı meyvedeki yağ oranıyla saptanırsa da meyvelerin dış görünüşüne bakarak da tespit edilebilir. Mor renkli meyvelerde renk yeşilden mora dönmeye başlar, yeşil kabuklu meyvelerde ise kabuk ve zemin rengi ile sapın sarımsı bir durum alması ve parlaklığın azalmasıyla anlaşılabilir. Meyveler uzun süre ağaç üzerinde kalabilirler. Meyvenin yumuşaması ise ancak hasattan sonra olur ve olgun meyveler yeknesak bir şekilde yumuşarlar.

Zedelemeden toplanan meyveler bere yapmayacak kaplara toplanır ve paketleme yerinde seçilerek boylanır. Boylanan meyveler viyollere veya tek sıra halinde ince kağıtlara sarılarak karton kutulara ambalajlanır.

DEPOLAMA : 21 oC'de 6-12 günde yumuşayan meyveler 5 oC'de 30-40 günde yumuşar. Depolama sıcaklığı 4-7 oC arası olmalıdır. Daha düşük sıcaklıklarda meyveler zarar görür. Depo içi nispi nemi ise % 85-90 olmalıdır.

HASTALIK VE ZARARLARI :
Avokadonun en önemli hastalığı kök çürüklüğüdür (phytophthora cinnamoni rands) Bu hastalığın görülmemesi için bahçelerin ağır su tutan topraklarda kurulmaması gereklidir.

Avokadoların en önemli zararlıları Akdeniz meyve sineği, thrips, kabuklu bitler, unlu bit ve limon sıçanıdır.


Avakado hakkında daha fazla bilgi ve Avakado Fidanı temin etmek (Satın Almak) için bize ulaşın...

Arif Arslan
Orman Mühendisi

Özar Fidancılık ve Peyzaj

Tel:0536 966 36 09
0506 659 76 96

Adres:Adnan Menderes Mah. Atatürk Cad. Sanayi Kavşağı No:2 Merkez/Osmaniye


Devamını okuyun...>>

Pepino (Papino) Yetiştiriciliği Hakkında

PEPİNO NEDİR?

Anavatanı GüneyAmerika ülkelerinden Peru olduğu bilinen pepino,Dünya'nın değişik bölgelerinde üretimi yapılan pepino çeşitleri Schmiat,Kavvi,Suma,Asca,Gald,Golden,Litestipe,Miski ve Comeraya'dır.Ülkemizde üretimi yapılan pepino çeşidi ise Miski çeşitidir.Pepino kavun,muz,ananas aromalı olup tat olarak bu üç meyvenin yansımasını veren bir tatdır.Meyve eti sulu ve kabuklu olup meyveleri partenokarpik oluştuğundan meyve içerisinde belirgin biçimde tohum bulunmamaktadır ve meyvesi tümüyle yenilebilmektedir.Pepino doğal ortamda çok yıllık üretim sonuna sahip olduğu halde,ekonomik anlamda tek yıllık üretim tercih edilmektedir.Meyve ağırlığı anavatanı olan Peru'da 250-400 gram'a kadar çıkabiliyor.Ama bizim yaptıgımız denemeler sonucu bu bitki bizim ülkemizde özellikle karadeniz bölgesinde 130 grama kadar çıkmaktadır.İdeal olan ve tercih edilen ise 150-600 gram arasındaki meyvelerdir.

Panama,Perü,Kolambiya ve Şili'de doğal ortamda yetişir.Bugün dünyanın birçok ülkesinde pepino yetiştirilmektedir.Yenizellanda dış pazarlarda ürünü tanıtarak pazarlanmasına öncülük etmektedir.Hatta dünya piyasasında söz sahibidir de diyebiliriz.Pepino'nun Akdeniz ülkelerinde de yetiştirilmesine başlanmıştır.Karadeniz Bölgemizin tüm kıyı şeridinde pepino yetiştirilebilmektedir.Bölgenin sıcaklık değerleri ve nem oranı bitki için son derece elverişlidir.Bitki suptropikal olduğu için aşırı sıcağı sevmediğinden dolayı Akdeniz Bölgemizde serada,Karedeniz Bölgemizde ise açık alanda daha verimli olmaktadır.Sıcaklık 15-25 C ve %60-80 oransal neme sahip alanlarda en kaliteli meyve elde edilir.Ancak sıcak-kurak ve soğuk hava koşullarına oldukça duyarlıdır.Suyu çok sever yaz aylarlarında haftada en az 2-3 kez sulanması gerekir.
Yaptığımız incelemelere göre bitki yağmurlama sulama yapıldığında meyvelerin üzerinde kalan su zerrecikleri güneşte meyveye zarar veriyor.Onun için en ideal sulama damla sulama olmaktadır.

Pepino üretimi yapan bir üreticimiz.



PEPİNO'NUN YETİŞTİRİCİLİĞİ


Çok yıllık çalı formunda büyüyen pepino bitkisi tohumdan üretim şansı çok az olan bir bitkidir. Kolay köklenme şansına sahip olması nedeniyle üretimi genellikle çelik ile yapılmaktadır. Ticari anlamda pepino çelikle çoğaltılır. Elde edilen çelikler torf veya bahçe toprağında hazırlanan çoğaltma ortamında yarıya kadar toprağa sokulurlar. Suyu çok sevdiğinden dolayı sık sık sulama yapılır. Köklendirme ortamı 15°C nin altında olmamalıdır. İdeal ortam 18-23°C sıcaklık ve %80-90 nem içeren ortamlarda daha iyi köklendiği tespit edilmiştir. Karadeniz bölgesinde hava koşullarını da dikkate alarak nisan ayı itibarı ile açık alanda dikilmeye başlanabilir. Bu durumda en verimli ve en kaliteli ürün elde edilebilir. Bizim yaptığımız araştrma ve denemelerimize göre Pepino bitkisi ticari anlamda yapıldığında işçiliği en aza indirmek ve verimi yüksek rekolteye çıkarabilmek için dikimden önce yerin hazırlanması ve sıra üzeri tel çekilmeli ideal olan sıra arası 90-100 cm fide arası 45 cm dir. Fideyi sırığa bağladığınızda budaması ve bakımı çok zor ve zaman alıcı olmaktadır. Biz ülkemizde ilk ve tek olarak açık alanda 5000 kök diktik. Yaptığımız çalışmalar bunun sırıkta çok zor olduğunu ve aynı zamanda zaman israfı iş gücünden kayıp bu da budama yetiştirilemeyince meyve kaybı demek oluyor. Fideyi kökte üç adet bırakıp iple beraber tele kaldırdığımızda sadece bitkinin gövdesini iple sarıp tele bağlıyoruz meyveyi tekrar bağlamaya gerek kalmıyor.Sırıkta olunca bir kişi günde en fazla 50 fide temizleyebilirken ipte olduğu zaman en az 700-800 fide temizleme yapabilir. Bu da bir kişinin söylediğimiz şartlarda dikim yapınca 1500-2000 fideyi tek başına yapabilir. 1000 m² alana ticari anlamda 2200 fide dikilmektedir. Bunun getirisi ise tam anlamıyla budama yapılır, sulama zamanında ve yeterli derecede olur ise normal şartlarda en asgarisi her bir fide 5 kg meyve verir. Bu da dönümünde en az 11 ton gibi bir rakam olur. Bitki aşırı ilaç ve gübre istememektedir. Eğer mümkünse ilk dikimde fide diplerine yanmış hayvan gübresi konulursa çok daha verimli olur. Zararlılardan bitkinin yaprağında bazen patates böceği görülebilir, yapraklarda bazen de yaprak biti olabilir bunlar için kullanılan diğer sebzelerdeki ilaçların aynını tatbik edebiliriz. Bitki salkım halinde çiçek açar 1-20 arası olduğu gibi genelde12 çiçek açar bunun bir kısmını atar bir kısmını ise meyve bağlar. Salkımda meyveler fındık ile ceviz büyüklüğüne ulaşınca üçten fazlasını kesersek daha verimli ve kaliteli meyve elde ederiz. Budama önce alt yapraklarla yan koltuklar alınır. Birinci çiçekten sonra sadece koltuklar alınır yapraklar ise bırakılır. Aşırı güneş olduğu zaman çiçek dökme olabilir. Ama çok kısa zamanda iyi budanıp güneşten gereği kadar faydalanırsa çok verimli olur ve istenilen sonuç alınabilir. Güneşten gereği kadar ışık alan meyvenin üzerinde mor çizgiler oluşur. Mor çizgiler ve morluk ne kadar oluşursa meyve de o denli tatlı olur. Mor çizgiler olmadan kopartıldığında, normal ortamda bekletilirse mor çizgiler belirir ve meyve tatlanır. Bu özelliği sayesinde de uzun zaman çürümez. Meyve zedelemeden hasat edilir ve doğal ortamda iyi muhafaza edilirse 2-3 ay çürümeden muhafaza edilebilmektedir. Serin ve gölgeli ve hatta budaması tam yapılmamış yerlerdeki meyveler sarı renkte ve çizgisiz aynı zamanda tatsız olur. Meyve mor çizgili ve sarı renkte oldumu hasatı geciktirilmemelidir. Hasatın geciktirilmesi meyvede şeker oranını artırdığı gibi meyve üzerinde koyu kahverengi lekeler oluşmasına ve böylece meyve kalitesinin bozulmasına neden olmaktadır. Bu kahverengi benekler üzerinde daha sonra Alternaria sp. Etmenleri oluşmakta ve ürün pazar değerini yitirmektedir.


Hasat Zamanı

Fideyi diktikten iki ay sonra meyve hasatına başlanmaktadır.Meyvenin %92.si su olduğunda çok hassas davranmak gerekir.Meyve kopartılmadan bahçıvan makası ile kesilerek alınmalı,taşıma ve kovalamada meyvelerin birbirlerine zarar vermeleri engellenmeli ambalajlama itina ile yapılmalıdır.Dikimden iki ay sonra başlayan hasat ısının 5 C 'nin altına düşene kadar meyve hasatı devam eder.Buda meyve bir defa değil ilk hasattan sonra peyder pey devam eder.Hasat edilen meyveler dayanıklılık bakımından ilk hasat meyveleri 15-20 gün dayanır.Sonra bu süre hasat mevsimi uzadıkça uzar.Son hasatlar normal ortamda 3-4 ay dayanır buda meyvenin dayanıklılığını ve ticari yönünü cazip hale getiriyor.Diğer meyvelere kıyasla daha fazla dayandığı için ekstra bir masrafa gerek kalmadan üretici malını masrafsız olarak pazarlayabilir.


Fideler topraktaki kök araları 45 cm olarak ayarlanır.Yerden 160 cm yüksekte olan fiber tok ise 15 cm ara ile bir kökten üç dal bırakılır biri dik olarak yukarı,diğer ikisi ise 15 cm aralıkta yanlara bağlanır.Böylece hem bakım,budaması çok kolay olur.Hemde havasilkilasyon güzelce sağlanmış olur.



PEPİNO 'NUN FAYDALARI

100 gr. Pepino'da
92 gr su
5,7 gr şeker
%5,6 suda çözünebilen kuru madde
%0,1-0,4 Protein
%0,1 yağ
111 mgr. Potasyum
112 mgr. C Vitamini
13 mgr. Kalsiyum
13 mgr. Fosfor
2,6 mgr. Sodyum
3,1 mgr. Magnezyum
1,2 mgr. Klor
1 mgr. Demir


Pepino'nun iyi geldiği hastalık türleri:

Yapılan araştırmalar pepino'nun çizgilenip sararmamış olanları,yani tam olgunlaşmamış olanları şeker hastalığına çok iyi gelmektedir.Onun için şeker hastalarının tam olgunlaşmamış olanlarını tüketmeleleri tavsiye edilir.

Hastalıklar olarak:

Eklem romatizmasına iyi gelir.
Çocuklarda kemik gelişimine yardımcı olur.
Hemofili hastalığına iyi gelir.
Kolestole iyi gelir.
Kansızlık hastalığına iyi gelir.
İdrar yolları enfeksiyonuna iyi gelir.
Solunum yolları enfeksiyonuna iyi gelir.
Bol miktarda A.B ve C. Vitamini içerir.
Kalp krizine karşı koruyucu etkisi vardır.
Böbrek kumlarının dökülmesine yardımcı olur.
Kanser hücrelerini yok etme özelliğine sahiptir.
Dalak yetmezliğine iyi gelir.
Bağırsak kanserine iyi gelir.
Mide rahatsızlıklarına iyi gelir.Yemeklerden sonra tüketildiğinde soda etkisi yapar ve hazmı kolaylaştırır.
Kilo problemi olan kişilerin rahatlıkla tüketebileceği bir diet meyvesidir.

PEPİNO'NUN TÜKETİMİ

Meyve olarak
Reçel olarak
Marmelat olarak
Meyve Suyu olarak
Pepino Suyu ( Acılı-Acısız)
Cacık
Salatalarda
Yaş pastalarda
Pepino tatlısı
İlaç sanayinde
Kozmetik sanayinde



PEPİNO'NUN ÇOĞALTILMASI


Çok yıllık çalı formunda büyüyen pepino bitkisi literatürdeki bilgilere göre 15-25 °C lerde %70-80 nem oranı olan bilgilerde yetiştirilebilmektedir.Ticari amaçla tek yıllık olarak seçme anaçlık bitkilerden alınan ve kiklendirilen çeliklerden fide yetiştirilir.Çelikler 7-10 cm boyunda kesilir.Bu kesme işlemi Şubat - Mart ayında yapılır.Torf veya temiz bahçe toprağı karışımı ile fidelikte köklendirilen çelikler Nisan ayına doğru 10-15 cm boyunda fide olur.Uygun hava şartları gelince hazırlanmış olan yerlere fideler dikilir.



Papino hakkında daha fazla bilgi ve Papino Fidanı temin etmek (Satın Almak) için bize ulaşın...

Arif Arslan
Orman Mühendisi

Özar Fidancılık ve Peyzaj

Tel:0536 966 36 09
0506 659 76 96

Adres:Adnan Menderes Mah. Atatürk Cad. Sanayi Kavşağı No:2 Merkez/Osmaniye


Devamını okuyun...>>

Böğürtlen Yetiştiriciliği Hakkında

BÖĞÜRTLEN YETİŞTİRİCİLİĞİ



İnsan sağlığında önemli rolleri olan böğürtlen organik asitler, mineraller ve vitaminler bakımından çok zengin bir meyvedir.

EKOLOJİK İSTEKLERİ

İklim
Böğürtlenler iklim faktörleri bakımından ahudutları kadar müşkülpesent değildir. Değişik iklim şartlarına daha kolay adapte olma özelliğindedir. Sıcaklık ve kuraklığa ahudutlarından daha fazla dayanıklıdırlar. Ancak kış ve ilkbahar donlarına karşı ahudutlarına göre daha az dayanırlar.

Genelde sıcak mutedil iklim bölgelerinde daha iyi sonuç vermektedir. Şeftali yetiştirilen bölgelerde böğürtlen yetiştiriciliği rahatlıkla yapılmaktadır.
Böğürtlenlerin olgunlaşma döneminde kuru bir hava istenmez.

Normalde soğuk geçen kış mevsiminde dallar genellikle donarak zarar görürler. Donan bu dallar yerine köklerden yeni sürgünler çıkar ancak o yılın ürününü almak mümkün olmamaktadır. Bu nedenle don tehlikesi olan bölgelerde mutlak dondan korunma tedbirleri alınmalıdır.

Toprak
Toprak olarak seçici değil ancak bitki, dinlenmiş, derin ve geçirgen toprak, yarı asit (pH 6-7) toprakları sevmektedir.
Bunun yanında toprağın yeterli besin maddece zengin olması verim ve kalite bakımından olumlu yönde etkilemektedir.Standart temel gübreleme iyi yanmış çiftlik gübresi 4-5 t/da, Ancak bu gübrelemede toprağın verimliğine göre bu miktarları değişiklik göstermektedir.
Böğürtlenler orta veya orta-küçük çalılardır ve özel bir toprak isteği göstermezler.

Bununla beraber, böğürtlen yetiştiriciliği organik maddelerce zengin, derin, geçirgen, yarı asit, hafif veya orta bünyeli, su tutma kapasitesi yüksek topraklarda başarılı şekilde yapılır.Sürekli toprak nemi sağlanmalıdır. Bu nedenle drenajı sağlanmış, ağır bünyeli topraklarda da uyum sağlamaktadır. Toprak reaksiyonu hafif asit veya nötr (pH = 6-7) olmalıdır. Toprak derinliği en az 1 metre olmalıdır. Toprak hazırlığında toprak 30-35 cm derinlikten işlenmesi yeterlidir.

Toprak işleme sırasında organik gübrelemenin beraber yapılmasında yarar vardır. Takip eden uygulama N, P, K gübrelemesidir. Bunun da sonbahar sonunda veya kış sonundan önce toprak analizi sonunda gerekli miktarlarda uygulanmalıdır.

ÇOĞALTMA METOTLARI
-Kök sürgünleri ile
-Uç daldırma ile
-Yaprak-göz çelikleri ile
-Kök çelikleri ile
-Doku kültürü ile


Kök sürgünleri ile fidan üretimi
Böğürtlen bitkisinin kök boğazı ve kökte bulunan gözlerden her yıl yeni sürgünler çıkmaktadır. İlkbaharda topraktan çıkan sürgünler gelişme mevsimi boyunca büyürler. Geç sonbaharda yapraklarını döktükten sonra erken ilkbahara kadar bunlar köklü olarak sökülür ve fidan olarak kullanılırlar. Kışları sert geçen bölgelerde ilkbaharda söküm daha uygundur.

Kök sürgünleri ile fidan üretiminde sağlıklı ana bitkiler ile, gerekir ise sterilize edilmiş alanlarda damızlıklar kurulur. Bu damızlıklarda bakım en iyi şekilde yapılır.
Meyve dalcıkları henüz çiçekte iken kesilir ve her 4-5 yılda bir, fidanlık yeri değiştirilmelidir.



Uç daldırma ile fidan üretimi
Dikensiz sürüngen böğürtlen tipleri sadece uç daldırması ile üretilmektedirler. Dikensizliğin devamı için sonbaharda sürgünün uç kısmının köklendirilmesi gerekir. Kökten çıkan sürgünler daima dikenli olmaktadır. Dikensiz türlerin çoğaltılmasında büyük dikkat gerekmektedir.

Yaprak ve göz çelikleri ile fidan üretimi
Gerek dikine gerek yatık büyüyen böğürtlen tipleri ilkbaharda körpe, yapraklı sürgünlerden alınan yaprak ve göz çeliklerinin
yüksek nemde ve özellikle sisleme yöntemi altında köklendirilmeleriyle kolayca çoğaltılabilirler.

Kök çelikleri ile fidan üretimi

Böğürtlen bitkilerinin gövde çelikleri ile üretimi mümkün olmamakla beraber kök çelikleri ile fidan üretimi sağlanabilmektedir. Kök çelikleri sonbaharda yaprak dökümünden, ilkbaharda gözlerin sürmesine kadar geçen dinlenme döneminde alınırlar. 2 mm den 10mm ye kadar değişen kalınlıklarda kök parçalarından yararlanılır.

Çelikler 5-10 cm boyunda hazırlanırlar. Kök parçalarının alınıp çelik yapılmaları ve dikilmelerine kadar, çok nemli ortamlarda tutulmaları ve kurumalarının önlenmesi gerekir. Kök çelikleri arazide 60-80 cm aralıklarla ve 3-5cm derinlikte açılan çizilere yanyana ve yatay olarak dizilir üstleri toprak ile kapatılır.

Çeliklerin dikildiği yer hafif bünyeli, organik ve ticari gübrelerle zenginleştirilmiş olmalıdır. Bu çelikler üzerindeki gözler ilkbaharda sürer ve yaz boyunca gelişerek sonbaharın sonlarında dikime hazır fidan haline gelirler.

Doku kültürü yöntemi ile fidan üretimi

Böğürtlen fidan üretiminde, en modern en sağlıklı ve en hızlı yöntem, doku kültürü tekniğidir.
. Kontrollü şartlarda sağlıklı olarak büyütülen ana bitkilerin büyüme noktalarından 0.1-0.3 mm kadar küçük parçalar alınarak sterilize edilmiş tüplerde özel besin ortamlarına konulurlar.

Sıcaklık, nem ve ışık yönünden en iyi şartların sağlandığı büyüme odaları veya dolaplarında bu parçacıklar içinde bulundukları özel ortamda çoğalır ve küçük bitkicikler oluşur. Bunlar belirli bir süre sonra alınarak küçük saksılara daha sonrada büyük saksılara alınıp dış şartlara alıştırılarak büyütülürler.

DİKİM

Dikim yapılacak fidanlar kuvvetli, kökler iyi gelişmiş, hastalıksız olmalıdır. Dikim zamanına kadar serin ve nemli ortamlarda saklanmalıdır. Hemen dikilmeyecek ise hendeklenmelidir. Gözler canlı ve dolgun olmalıdır.

Fidanlar dikim yerine çamurlu su dolu kovalarda veya ıslak telisler içerisinde taşınmalıdır. Kapalı, bulutlu, rüzgarsız günler dikim için en uygun günlerdir. Dikilecek böğürtlen fidanlarında önce kök tuvaleti yapılır. Yaralı, kuru ve çok uzun kökler kesilir. Dikimin hemen ardından fidanlara can suyu verilir. Dikimi yapılan fidanın tepesi 20-30 cm den kesilir.

BUDAMA
Diğer önemli uygulamada budama işlemidir. Kış budamasında kuruyan dallar kesildiği gibi gelişme döneminin daha sonraki yıllarında budama yapılmaktadır. 3. yıl içersinde yeşil budama yapılmaktadır. Haziran ayı içerisinde ince zayıf dallar kesilerek her taç da 4-5 ana dalın büyümesi sağlanır.

Kış budamasında gelişmesi en iyi olan 4-5 yeni dal seçilerek diğerleri budamayla çıkarılır. Aynı zamanda ana dallar 190-195 cm yükseklikte bırakılır. Yan dalların ilk 40-45 cm leri kesilerek diğerleri 20-30 cm kısaltılır.
Böğürtlenlerde tozlanma arılar vasıtası ile olmaktadır. Siyah renkli meyveler birçok çeşitte yuvarlağımsı veya yuvarlak şekillidir. Olgunlaşma durumunda meyveler çanak yaprak ile birlikte toplanmaktadır. Ham meyvelerde meyve sapı krem beyaz renkte iken olgunlaşma durumunda ise gri, mavi ve kırmızımtrak renk almaktadır.

Hasat zamanı meyve sapındaki bu renk değişimine bakarak belirlenebilmektedir. Meyve olgunlaşma tarihi bölgelere göre değişmekle birlikte Haziran sonu-Temmuz başında hasat başlamakta ve Eylül ayına kadar devam etmektedir.

Yapılan ıslah çalışmaları sonucunda dikensiz böğürtlen elde edilmiştir. Oldukça verimli ve güçlü büyüme özelliğine sahip olan bu çeşitlerin bitkileri 3-4 m boyunda dallar oluştururlar.
Tüm toprak ve iklim şartlarına adapte olma özelliğine sahiptir. Düşük kışsoğuklarına dayanıklı olmalarına rağmen geç donlardan zarar görmektedirler.

GÜBRELEME
Gübrelemede, bahçe toprağı analiz yaptırılarak gerekli gübreleme yapılmalıdır. Ancak analiz yapılmaması durumunda yıllık gübre ihtiyaçları;
4 -10 kg saf azot karşılığı azotlu gübre,
5 - 7 kg saf fosfor karşılığı fosforlu gübre,
8 -12 kg saf potasyum karşılığı potasyumlu gübre verilir.

Tam verim çağındaki bahçelerde bu miktarlar ilk dikim yıllarında 1/3 ü, ikinci yılda ½ si olarak verilmelidir.
Azotlu gübreler genelde amonyum sülfat olarak verilir ancak pH= 5.5 ve daha düşük ise amonyum nitrat olarak verilmelidir. Gerekirse kireçleme yapılarak pH 6-7 ye yükseltilir.
Azotlu gübreler böğürtlen bitkilerine erken ilkbaharda ve meyve gelişimi sırasında olmak üzere iki defada verilir. Azotlu gübreler sulama veya yağış öncesi, bitkilerin kök bölgelerine serpilerek verilmelidirFosforlu ve potasyumlu gübreler gerektiğinde yılda veya iki yılda bir uygulanır. Uygulama sonbahar kış aylarında, fosforlu ve potasyumlu gübreler bitkilerin kök bölgeleri hizalarına toprağa 20-30 cm derinliğe gömülerek uygulanır.

SULAMA

Böğürtlen meyvesinde iyi verim alabilmek için sulama , önemli faktörlerden birisidir. Sürekli toprak nemi isteğinde olan böğürtlen bitkileri için sulama önemli bir konudur. Yağışların yetersiz olduğu dönemlerde sulama zorunlu olarak yapılmalıdır. Özellikle hasat zamanında daha fazla sulama gerekir.

Az geçirimli topraklarda fazla su birikimi köklerde hastalıklara ve ölümlere sebep olur. Aşırı sulamasusuzluk kadar zararlı olabilir.

Sulama; karık, yağmurlama veya damla sulama şeklinde yapılır. Ancak hasat döneminde yağmurlama sulama yönteminden kaçınılmalıdır.

VERİM

Böğürtlen yetiştiriciliği tekniğine uygun şekilde yapıldığında, tam verim çağındaki 1 dekar böğürtlen bahçesinden 2.0-2.5 ton meyve almak mümkündür.

HASAT VE AMBALAJ Böğürtlen meyve türleri içerisinde meyvesi en hassas olanlardan biridir. Bu nedenle kısa zamanda bozulabilen ve hızlı tüketilmesi gereken bir meyvedir. Bu nedenle böğürtlen hasadı, ambalajı ve taşınmasında çok titiz davranmak gerekmektedir.
Toplamada gecikme, meyvenin yumuşaması normal rengini kaybederek daha koyu renk alması ile anlaşılır. Derin dondurma ve gıda sanayi için böğürtlen tipik rengini aldıktan sonra hasat edilmelidir.

Böğürtlen meyveleri hasat olumuna geldikten sonra sabah erken saatlerde hasadı yapılmalıdır. Haftada 2-3 defa hasadı yapılmaktadır. Sıcak ve kuru havalarda daha sık hasat edilebilir. Böğürtlen hasadı için günün serin saatleri tercih edilmelidir. Genellikle sabah 8-10 arası en uygun saatlerdir.

Hasat edilen meyveler en kısa zamanda serin, gölge bir yere taşınmalı, mümkünse hemen soğuk depoya konulmalıdır.Böğürtlen meyvelerinin uzun süre taze olarak muhafazaları genel olarak düşünülemez. Ancak olağanüstü durumlarda -0.5C veya 0Cde %85-90 oransal nem koşullarında 5-7 gün süreyle depolanabilir. Muhafazayı kısıtlayan en önemli faktör meyvelerin çürümeleridir.


Böğürtlen için daha fazla bilgi ve Böğürtlen Fidanı ( Satın almak ) temin etmek için bize ulaşın...

Arif Arslan
Orman Mühendisi

Özar Fidancılık ve Peyzaj

Tel:0536 966 36 09
0506 659 76 96

Adres:Adnan Menderes Mah. Atatürk Cad. Sanayi Kavşağı No:2 Merkez/Osmaniye


Devamını okuyun...>>

Defne Yetiştiriciliği Hakkında

DEFNE (Laurusnobilis L.)


Latincesi Laurusnobilis L. olan defne'nin dünyada yaygın olarak kullanılan isimleri iseşunlardır: bay tree, Apollo's BayLeaf, Bay Laurel, Grecian Laurel, IndianBay, Laurel, Nobel Laurel, Poet's Laurel, Roman Laurel, Royal Laurel, SweetBay, Sweet Laurel, Wreath Laurel

3-10 m boyunda, kışın yaprağını dökmeyen, sarı çiçekli, ikievcikli (erkek ve dişi çiçekler ayrı ağaçlarda) bir ağaç veya ağaççıktır.Sadece dişi ağaçlardan tohum alınabilir. Tohum verimi yıllara göre farklılıkgöstermektedir. Yaprakları 5-10 cm uzunluğunda, 2-3 cm genişliğinde, uca doğru sivri, elips biçiminde,kenarları bazılarında düz, bazılarında ise hafif dalgalı ve kısa saplıdır..Yaprak alt yüzü açık mat yeşil, üst yüzü daha koyu yeşil renkte ve parlaktır. Yapraklarözel kokulu ve aromalıdır. Meyveleri küçük, 1,5 cm çapında, parlak siyah renkli ve hoş kokuludur.Bitki mart-mayıs ayları arasında çiçekaçar, meyveleri sonbaharda olgunlaşır.

Akdeniz defnesi yurdumuzda güneyde Hatay'danbaşlayarak Kuzeydoğu Karadeniz'e kadar bütün kıyılarda doğal olarak bulunur. Ülkemizdekıyı şeritlerinde yer alan defne, bazı bölgelerde 600-1200m yüksekliğe kadar ulaşabilmektedir. Ege veAkdeniz Bölgelerinde subtropik iklimin etkili olduğu oranda iç kısımlara dauzanabilmektedir.

Ülkemiz dışında yayılışı ise Akdenizİkliminin hüküm sürdüğü yerlerde; Portekiz, İspanya, İtalya, Yunanistan, veAfrikanın güney sahil bölgelerindedir. Akdeniz Ülkelerinin yanı sıra,Karadeniz'in kuzey kıyılarında kültüre alınıp yetiştiriciliği yapılmaktadır.Özellikle Gürcistan ve İsrail'de kültürealma çalışmaları yoğunlaşmış olup geniş alanlarda plantasyonlar kurulmaktadır.

Doğal olarak yayılış yaptığı yerlerde,nemli dere yataklarında ve sızıntı suyunun bulunduğu yerlerde diğer makielemanlarıyla karışım oluşturmakta, bazen tek tek bazen de grup-küme şeklindeyayılış göstermektedir. Ayrıca sahilden 400 mt yükseltiye kadar dere, çayyatakları ile bahçe ve tarla kenarlarında yoğun olarak da bulunmaktadır.







Defnenin toprakisteği konusunda, kireçli, humuslu, serin toprakları sevdiği bilgisi mevcuttur.
Defne bol miktarda kök ve kütük sürgünü vermeözelliklerine sahiptir.
Yapraküretimi, 3 senelik idare müddetine göre, sahanın 3 kesim parselineayrılması suretiyle yapılmaktadır. Yaprak üretimi 3 yıllık dalların kesilmesive kurutulması suretiyle yapılır. İyi bakım yapılan kültür alanlarında 2 yıldakesim yüksekliğine gelebilir.
Üretimi çoğunlukla orman alanlarından, az bir kısmıise devlet ormanı dışında kalan alanlardan yapılmaktadır. Üretiminin yapıldığıözel arazilerde çoğunlukla sınır ağacı olarak muhafaza edilmiş, hem bir çitolarak hem de bir sınır belirleme ağacı olarak değerlendirilmiş ve birkaç yıldabir kesilerek üretim yapılmaktadır. Orman alanlarında üretim yapılmasısırasında aşırı faydalanma neticesinde defne ocakları gittikçe zayıflamış,baskıda kalmış, üretimden düşüp verimsiz hale gelmiştir.




Defne'nin yararlanılan kısımları çoğunluklayapraklarıdır. Yaprakları kurutulup baharat olarak değerlendirilmektedir.Ülkemizde üretilen kuru defne yaprağının hemen hemen tamamı dış pazarlardadeğerlendirilmekte, iç pazarda tüketimi ise sınırlı kalmaktadır. Yıllıkortalamalara bakıldığında kuru defne yaprağı ihracatımız yıllara göredeğişmekle beraber 60-65 ülkeye yapılmakta olup yıllık ihracat miktarı daortalama 4 bin ton dolaylarındadır. Dünya kuru defne yaprağı ihtiyacının %95'ini ülkemiz karşılamakta, her yıl % 5 lik artan bir oranda da talepgelmektedir. Yıllık ihracat getirisi de yıllara göre küçük fiyat farklıklarıgörülmesine rağmen 7,500,000 dolar civarındadır. İthalat bazı yıllar yapılmaktaolup ortalama yıllık 250-300 ton dolaylarındadır. İhracatı yapılan tıbbi ve aromatik bitkilerlistesinde ilk sıralarda yer almaktadır



Defne yapraklarının kalın-sert veya ince-esnek oluşu, boyutlarının uzun veya kısa, dar-geniş oluşu bütün yaprak gıda sektöründe tüketici istekleri açısından çok önemli bir norm teşkil etmektedir. Tüketici istekleri ve ambalajlama koşulları açısından en uygun yaprak boyutu kalın-sert, dar-kısa olanıdır. Bu standart özelliklere sahip yaprakların daha geniş bir pazar ve yüksek fiyatla alıcı bulmaktadır.


Defne için daha fazla bilgi ve Defne Fidanı temin etmek (Satın Almak) için bize ulaşın...

Arif Arslan
Orman Mühendisi

Özar Fidancılık ve Peyzaj

Tel:0536 966 36 09
0506 659 76 96

Adres:Adnan Menderes Mah. Atatürk Cad. Sanayi Kavşağı No:2 Merkez/Osmaniye


Devamını okuyun...>>

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Bodur Ceviz Var mıdır ?

Bodur Ceviz Varmı ????

YOK BÖYLE BİR ŞEY

“BODUR CEVİZ YADA BODUR ANAÇLI CEVİZ YOKTUR!”


Modern meyveciliğin temel hedefi hiç şüphesiz birim alandan azami kaliteli ve bol ürün elde etmektir. Bu amaçla tüm dünyada oluğu gibi ülkemizde de bu yönde bir çok araştırma ve çalışma yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir.
Bu amaca yönelik olarak Dünya meyveciliğinde yıllar önce geliştirilen bodur anaçlar en yaygın olarak elma yetiştiriciliğinde kullanılmaktadır. Yani uzun yıllardır tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en yoğun biçimde bodur anaç (M-9, M-106 gibi) elma yetiştiriciliğinde kullanılmaktadır.
Son yıllarda kiraz yetiştiriciliğinde de bodur anaç (Gisela, MaXma gibi anaçlar) kullanılmaya başlanmıştır. Bu anaçlar üzerine aşılı kiraz yetiştiriciliği son yıllarda ülkemizde hızla yaygınlaşmaktadır. Hiç şüphesiz bu anaçlar kiraz yetiştiriciliğimize olumlu yönde bir çok katkı sağlayacağı beklenmektedir. Ayrıca bazı meyve türlerinde (armut, şeftali gibi) de bazı anaçların bodurlaştırıcı etkisinden faydalanılmaktadır.
Ancak şu an halihazırda ceviz yetiştiriciliğinde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bodurlaştırıcı etkiye sahip yani bodur anaç, yada bodur ceviz çeşidi bilinmemektedir, kullanılmamaktadır. Net ifadeyle ceviz yetiştiriciliğinde ne bodur anaç bulunmaktadır nede bodur ceviz çeşidi bulunmaktadır. Şu ana kadar Dünya ve Ülkemiz literatüründe ve kaynaklarında bodur ceviz diye bir olay yoktur henüz bodur anaçlı ceviz yada bodur ceviz çeşidi ıslah edilmemiştir.
Ülkemiz de yoğun bir şekilde, bodur ceviz ya da salkım ceviz (şu an Topak ve Maraş- 12 ceviz çeşitleri dışında salkım ceviz bilinmemektedir) gibi çok değişik ceviz çeşitlerinin olduğu yada bu iddiayla ceviz çeşitlerinin pazarlandığı bilgileri ortalıkta dolaşmaktadır. Yok böyle bir şey, cevizde şu an bodurlaştırıcı etkiye sahip anaç ya da çeşit yoktur bu yüzden ceviz bahçesi tesis edecek yetiştiricilerimizin ya da yetiştirici adaylarının bahçe tesis ederken bu konuda dikkatli davranmaları kendi menfaatlarına olacaktır.
Sonuç olarak modern meyvecilikte olduğu gibi ceviz yetiştiriciliğinde de bahçe tesis ederken dikkat edilecek en önemli husus; güvenilir, standart, ismine doğru, kaliteli ve verimli çeşitle aşılı fidan seçimidir. Ancak bu şekilde en rantabıl bir üretim yapılıp en ekonomik gelir elde edilebilir.
Ülkemiz ve dünya ceviz yetiştiriciliğinde söz sahibi ülkelerin hiç birinde şu an “BODUR CEVİZ” diye bir olgu yoktur. Ceviz yetiştiren yada yetiştireceklerin; şu an tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bodur ceviz diye adlandırılan bir çeşidin yada ceviz anacının olmadığını, bilmeleri ve ayrıca diktikleri ceviz ağaçları üzerinde ona göre beklenti içinde olmaları gerektiğini bilmelidirler.

Kaynak:Yrd. Doç.Dr. Mehmet SÜTYEMEZ
KSÜ Ziraat Fak. Bahçe Bitkileri Bölümü- K.MARAŞ


Ceviz için daha fazla bilgi ve Aşılı Ceviz Fidanı temin etmek için bize ulaşın...

Arif Arslan
Orman Mühendisi

Özar Fidancılık ve Peyzaj

Tel:0536 966 36 09
0506 659 76 96

Adres:Adnan Menderes Mah. Atatürk Cad. Sanayi Kavşağı No:2 Merkez/Osmaniye


Devamını okuyun...>>